KMÜ KİTAP FUARI SÖYLEŞİLERİ DEVAM EDİYOR

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesinde (KMÜ) gerçekleştirilen Kitap Fuarı ve Hıdrellez Şenlikleri kapsamında ikinci günde de birçok söyleşi düzenlendi.

"Hikâye, insanlıkla birlikte var olmuştur"

İlk olarak Türk Dili ve Edebiyatı Öğrenci Topluluğu tarafından Yazar Mehmet Kahraman ve Ali Güney'in konuk olduğu 'Hikâyeni Dinle' söyleşisi gerçekleştirildi.

Öncelikle Türk dilinin başkentinde olmaktan dolayı çok mutlu olduklarını belirten Yazar Ali Güney, "Bizler genelde hikâye anlatırız ve dünyayı hikâyelerle kurarız. Böylece deneyimler kazanır ve farklı bakış açıları görürüz." dedi.

Türkiye Yazarlar Birliği tarafından '2016 Yılın Yazar, Fikir Adamı ve Sanatçıları Ödülleri'nde “Işıklar Açık Kalsın” kitabıyla hikâye dalında birinci olan Mehmet Kahraman ise insanın hikâye anlatma ihtiyacına dair açıklamalarda bulundu. Kahraman, "Hikâye, insanlıkla birlikte var olmuştur. Hikâye, insan doğduğu andan itibaren başlar çünkü insan, varlık üzerine soru soran bir canlıdır, kendi anlamını bulmaya çalışır. Sorgulayan insan, varlık arayışıyla birlikte kendi hikâyesini de oluşturur. İnsan böylece hayatı anlamlandırır, zenginleştirir, deneyim kazanır ve hikâyeler anlatarak kendi varlığına dair tespitlerde bulunup kendini geliştirebilir. İnsan hikâye anlatarak hem yaralarını deşer hem de yaralarına şifa bulmaya çalışır. İnsan bunu sadece hikâye yazarak değil, resim ve müzik yaparak da gerçekleştirir; kendini aşmak ister, kendi varlığına dair sorularının cevabını bulmaya çalışır." ifadelerinde bulundu.

"İnsanoğlu bu dünyadaki varlığını hikâyeleştirir"

Damla Öğrenci Topluluğu tarafından düzenlenen ‘Hikâye Ne İşe Yarar’ konulu söyleşinin konukları ise Yazar Aykut Ertuğrul ve İsmail Özen oldu.

Söyleşide ilk olarak söz alan Yazar Aykut Ertuğrul hikâyenin insan hayatındaki öneminden bahsederek şunları söyledi: “Hikâye, toplumun hangi kavrama nasıl baktığının bir tanımıdır. İnsanoğlu bu dünyadaki varlığını hikâyeleştirir. İnsan ve toplum olarak hikâyelerin bizi anlattığını düşünüp refleksler veririz. Hikâyeleri dinlerken farkında olmadan eğitiliriz ve bu eğitim çok sağlıklı ve yerinde olur. Hikâyeler toplumları yönlendirir ve asıl olanı öğretirken toplumun damarlarında dolaşarak kriz döneminde tepkilerini ortaya çıkarmasını sağlar.”

Yazar İsmail Özen ise ‘Sanat ne işe yarar’ konulu söyleşisinde hikâyenin; edebiyatın ve güzel sanatların bir dalı olduğunu belirterek, “Sanat kelimesi Arapça kökenli olup bir şeyi güzel yapmak anlamına gelir. Sanat, amacını kendi içinde taşıyan eylemlilik halidir. Kâinat da Allah’ın yarattığı bir sanat eseridir. Sanat, tabiat gibidir ve sanatçının niyetini içinde taşıyarak güzel olanı işaret eder.” dedi.

Edebiyatın insanlara bakış eğitimi kazandırdığını söyleyen Yazar Özen konuşmasını şöyle sürdürdü: “Medeniyeti ve kültürü taşıyan dildir. Dille edebiyatı zenginleştiririz. Sanat, hayatı takip eder, gerçeği ise taklit eder.”

"Amaç insan doğabilmek değil, insan olabilmektir"

Sağlık Kültür ve Etik Öğrenci Topluluğu tarafından düzenlenen günün son söyleşisinde ise Yazar Sinan Yağmur öğrencilerle buluştu.

Sinan Yağmur, toplumsal, ailesel ve bireysel anlamda büyük bir uyuşma haliyle karşı karşıya olduğumuzu belirterek, “Gençlerimiz sorumluluğunu bilmiyor, yaptığı hatanın farkında olmadığı gibi bu hatadan dolayı başkalarında sorumluluk arıyor. Toplum olarak duyarlılık ve değer arasındaki bağlantıyı kaybetmiş bir zamana doğru ilerlerken manevi anlamda da bir değersizliğe gidiyoruz. Bizim kitaplarımızda Yunus Emre, Mevlana, Kimya Hatun gibi değerlerimizi yazma nedenimiz de budur. Hepimiz bu değerlerimiz gibi olmak zorundayız.” dedi.

İnsanın olmadığı hiçbir yerin önemi olmadığını vurgulayan Yağmur konuşmasını şöyle sürdürdü: “Amaç insan doğabilmek değil, insan olabilmektir. İnsanların gönlünde bir şeyler bırakabilmişsek, arkamızdan dua edecek birileri varsa eğer o zaman kazançlı çıkmışız demektir. Bizler ne canız ne de kanız. Bizler birer gönülden ibaretiz.”

Söyleşiler, konuk yazarlara plaket ve hediye takdimiyle sona erdi.