KMÜ’DE ENGELLİLİĞE KARŞI TOPLUMSAL FARKINDALIK PANELİ

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Engelsiz Üniversite Birimi tarafından ‘Engelliliğe Karşı Toplumsal Algı, Toplumsal Farkındalık’ konulu panel düzenlendi.

Karaman İslami İlimler Derneği tarafından desteklenen ‘Bilinçli Üniversite Engelsiz Kampüs’ projesi kapsamında gerçekleştirilen panele üniversite ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda duyarlı vatandaş katıldı.

“İşimiz engelleri kaldırmak olmalı”

Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan program, işaret dili eğitimi alan öğrencilerin İstiklal Marşına işaret diliyle eşlik etmesiyle renkli görüntülere sahne oldu. Programın açılış konuşmasını yapan KMÜ İslami İlimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Duran Ali Yıldırım, “Bilinçli Üniversite Engelsiz Kampüs projesi kapsamında yapılan programların amacı, Karaman genelinde engelliler ve engelliliğe karşı toplumsal farkındalığın artırılarak çözüme kavuşturulmasını sağlamaktır. Her birimiz yaşadığımız hayatın engellerini kaldırma, yaşamı kolaylaştırma, dünyayı yaşanabilir hale getirme sorumluluğu taşımalıyız. İşimiz engelleri kaldırmak olmalı. Bunun bir toplumsal sorumluluk bilinci haline gelmesine her birimiz katkı sağlamalıyız." dedi.

Programda Karaman Valisi Süleyman Tapsız’ın eşi Dr. Ayşe Tapsız ve Karaman Kent Konseyi Başkanı Ali Konukseven’in selamlama konuşmalarının ardından panele geçildi.

“Engelliye sevap kazanma duygusuyla yapılan iyilik iyilik değildir”

KMÜ İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Başkonak’ın moderatörlüğünde düzenlenen panele Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mithat Eser, Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sadettin Özdemir ve Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. M. Naci Kula konuşmacı olarak katıldı.

Panelde ilk olarak söz alan Doç. Dr. Sadettin Özdemir, “Engelliye sevap kazanma duygusuyla yapılan iyilik iyilik değildir.” diyerek konuşmasına şöyle devam etti: “İslam dini bütün insanlara çok değer verir, her insan mutlu olsun ister. Bunun yanında engellilere verilen değer de çok fazladır. Engelli bireylerlerin insana yaraşır bir biçimde hayatlarına devam edebilmeleri için öncelikle kendilerine, daha sonra da ailelerine eğitim verilmelidir. Engellilerin hayatlarını normal bir şekilde yaşamaları için şehir planlamasında ihtiyaçlarını rahat bir şekilde karşılayabilmelerini sağlayabilecekleri alanlara yer vermek onlar için yeterli olacaktır.”

Doç Dr. Özdemir, “Engellilerle konuşurken onları hafife almadan konuşmalı ve değer verdiğimizi hissettirmeliyiz. Onları görünce acıyan gözlerle bakmak, üzülmek çözüm değil. Toplum olarak iletişim sorunumuz var, bunun üstesinden gelmemiz gerekiyor. Engeliler için düzenlenen programlar ve tüm bu hizmetler belirli gün ve haftayla sınırlı kalmadan tüm yıla yayılmalı ki daha nitelikli ve kaliteli bir hizmet verip engellileri her an düşündüğümüzü hissettirebilelim.” diyerek sözlerini noktaladı.

“Toplum olarak engellilere olan tutumumuzu değiştirmeliyiz”

Yrd. Doç. Dr. M. Naci Kula ise toplumun engelliye bakış açısına bir pencere açarak şunları ifade etti: “Yapılan araştırmalar sonucunda toplumda beş kişiden ikisi ülkemizde kaç engelli olduğunu bile bilmiyor. Toplum içerisinde çok fazla engelli var ve bizim amacımız da onların toplumda varlığını hissettirmek. Engelli kardeşlerimizin varlığını ifade etmesi çok önemlidir. Toplum olarak yanlışlarımız var. Bunlardan bazılarına örnek vermek istiyorum. İlk olarak; engellilerin kendilerinin yapabileceği işleri de aileleri sırf yardım olsun diye yapıyor. Yapabildiği ölçüde yemek yeme, üzerini değiştirme gibi kendi ihtiyaçlarını kendileri karşılamalıdır. Ayrıca engelli bir bireyin dünyaya gelmesinde ailesi ne yaptı, nasıl bir günah işledi de böyle bir çocuğu oldu diye düşünülüyor. Engellilik Allah’ın cezası değil, sabırlı davranıldığında sonunda mükâfat olan bir durumdur. Ayrıca cami avlusunda engellileri gören vatandaşlar onları ya camiden kovuyor ya da para veriyor. Bunların hepsi onlara zarar verici, kırıcı davranışlardır. Toplum olarak engellilere olan tutumumuzu değiştirmeliyiz.”

‘Peygamber Efendimizin engelliye bakış açısı’

Peygamber Efendimizin engelliye bakış açısına değinen Doç. Dr. Mithat Eser ise “Toplum olarak bizde tam manasıyla engellilere karşı farkındalık oluşmadı. Fakat çağlar öncesinde Peygamber Efendimiz engellilere değer vermiş ve dünyada ilk defa görme engelli birisine beyaz bir baston hediye ederek bizlere örnek olmuştur. Efendimiz engelli vatandaşları ziyaret ediyordu ve çevresindeki kişileri de bu ziyarete teşvik ederek farkındalık oluşturmaya çalışıyordu. Hz. Peygamber engelli kişilerin tedavisiyle ilgilenmiş, eğitimlerine destek olmuş ve onları çalışabilecekleri alanlarda istihdam etmiştir. İşte biz de toplum olarak çağlar öncesinde oluşan bu farkındalığa dahil olalım ve engelli vatandaşlarımıza her konuda destek olalım.” şeklinde konuştu.

Panelde son olarak söz alan Moderatör Yrd. Doç. Dr. Mustafa Başkonak ise programda emeği geçen herkese teşekkür ederek, “İnsanların ve toplumun engellilere karşı algısını yıkmak ve farkındalık oluşturmak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Bilinçli Üniversite Engelsiz Kampüs projesi içerisinde öğrencilerimizi bu bilinçle yetiştirip mezun etmek istiyoruz.” dedi.

Panel, katılımcılara plaket verilmesi ve öğrencilerin işaret diliyle şehitlere Fatiha ve dua okumalarının ardından işaret dili eğitimi alan öğrencilere sertifikalarının verilmesiyle sona erdi.