Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) ev sahipliğinde düzenlenen 'Karaman Uluslararası Yunus Emre ve Türkçe Bilgi Şöleni' görkemli bir açılışla başladı.
Karaman Valiliği ve Türk Dil Kurumu'nun katkılarıyla düzenlenen bilgi şöleninin açılışına KMÜ Rektörü Prof. Dr. Namık Ak, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gülsevin, il protokolü, üniversite personeli, bilim insanları, araştırmacılar ve öğrenciler çok sayıda davetli katıldı.
Bilgi Şöleni öncesi ilk olarak KMÜ ana giriş kapısı olan 'İlim Kapısına' Rektör Yardımcısı ve Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Ertekin tarafından tasarlanan, Rektör Danışmanı ve Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Hakan Yılmaz tarafından uygulanan 'Yunus Emre Anıtı'nın açılışı gerçekleştirildi. Yine aynı noktada yer alan ve Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Hakan Yılmaz tarafından tasarlanıp uygulanan ‘Tanıtım Tabelası’nın açılışı da yapıldı.
Sonrasında ise tören protokolü tarafından Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Şehit Ömer Halisdemir Konferans Salonu fuaye alanında Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Geleneksel El Sanatları Programı Dr. Öğr. Üyesi Derya Konuk tarafından hazırlanan 'Kayadan Dokuya' Türk Dokumaları kişisel sergisinin açılışı yapılarak Gördes (Türk) düğüm tekniği ile yapılan 10 adet eser sanatseverlerin beğenisine sunuldu.
"Bizim Yunus tüm dünyanın gönlünde taht kurmuştur"
Bilgi şöleni KMÜ Rektörü Prof. Dr. Namık Ak'ın açılış konuşmaları ile başladı. Yunus Emre'nin sözleri ile konuşmasına başlayan Rektör Prof. Dr. Namık Ak, "Eserlerinde sevgi, hoşgörü, kardeşlik ve barış kavramlarını en duru Türkçe ile işleyen Bizim Yunus, şiirleriyle yalnızca ülkemizde değil, tüm dünyanın gönlünde taht kurmuştur. Anadolu Türkçesinin gelişimine hizmet ederek Türkçenin edebî bir dil hâline gelmesinde büyük bir rol üstlenen Yunus Emremizin oluşturduğu bu duygu iklimi kendisinden sonra gelen şairleri de etkilemiştir." dedi.
Türkçe'nin gelişiminde Yunus Emre'nin katkısına değinen Rektör Prof. Dr. Namık Ak, "Anadolu'da Türk Beylikleri döneminin başlamasından itibaren yaşanan süreçte Türkçemizin günümüze kadar güçlü bir şekilde ulaşmasında Oğuz-Türk beylerinin millî geleneklerine ve kendi bölge dillerine verdikleri önemin yanı sıra, Yunus Emre'nin millî dile olan sevgi ve bağlılığının da büyük payı vardır. Aynı şekilde dilimizin özgünlüğünü korumasının yanı sıra, her geçen gün daha da güçlenerek geleceğe uzanmasında Yunus Emremiz kadar Karamanoğlu Mehmet Bey'in katkısını da unutmamalıyız. Üniversitemize ismini veren Karamanoğlu Mehmet Bey, Türk dilini 13 Mayıs 1277'de resmi dil ilan ederek dilimize resmiyet ve itibar kazandıran önemli bir şahsiyet olmuştur." diyerek sözlerini noktaladı.
Program protokol konuşmalarının ardından açılış oturumu ile devam etti. Açılış oturumunda Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin 'Türkçenin Yazı Dili Oluşu Süreci ve Yunus Emre' konulu tebliğini gerçekleştirdi.
"Karamanoğlu Mehmet Bey devlet adamı olarak duruma yön verdi"
Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gülsevin, "Türk deyince hepimiz aynı şeyi anlamıyoruz. Türk sadece etnik adı değildir. Tarihte de bugün de aynı dönem içinde farklı coğrafyalarda ve kültürlerde Türk kelimesi iki farklı şeyi kasteder. Genel anlamda Türk; Sibirya'dan Kosova'ya 250 milyon kişiyi yani bütün Türkleri, dar anlamda ise bugün Batı Oğuzlarını içerisine alır. 13. yüzyılda Oğuz Türkmenleri kendi dilleri Oğuz Türkçesi olmasına rağmen devlet dili olarak Arapça ve Farsça kullandılar. Ne zaman Karamanoğlu Mehmet Bey fermanı ile bundan sonra Türkçe konuşulacak ve yazılacak dedi o günden sonra Karamanoğlu Beyliği ile yazı dili de Türkçe oldu. Karamanoğlu Mehmet Bey devlet adamı olarak duruma yön verdi. Yine aynı şekilde Cumhuriyet döneminde Mustafa Kemal Atatürk'ün duruma el koyması, 2017 yılında da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'dünya dili Türkçe' demesi ve bu yıl da Yunus Emre ve Türkçe Yılı ilan etmesi Türkçeye sahip çıktığını gösteriyor." dedi.
Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gülsevin, "Dil bilimcilere göre dünyada bugün 6 bin dil konuşulmaktadır ve bunların bir kısmı yazı dili, edebi dil olarak kullanılıyor. Bunun yanı sıra Birleşmiş Milletler Topluluğu'na üye 193 ülke vardır bu yüzden en fazla 190 tanesi de devlet dili olmuştur. Bizim tarihin en eski dönemlerinden beri yazılı eserleri olan bir Türk dilimiz var. Hepimizin yazı dili, eğitim dili aynı olsa da farklı diyalektiklerimiz var ve buna ortak dil diyoruz." şeklinde konuştu.
"Yunus Emre hala yaşıyor"
Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gülsevin, "Yunus Emre'ye bizim Yunus denmesinin sebebi kendi halkına kendi dili ile o kadar güzel bir şekilde Türkçeyi anlatmış ki 13. yüzyıl da söylediği tüm sözler hiç değişmeden bugüne kadar gelmiş. Yunus'un tuttuğu yol başka olmuş. Bu yüzden biz hala onun sözlerini kendi söylediği gibi okuyorsak 13. yüzyıl Türkçesi yani Yunus Emre hala yaşıyor." dedi.
Program onurluk ve hediye takdiminin ardından bildirilerin sunulacağı oturumlarla devam etti. Bilgi şöleninde iki gün boyunca 124 bilim insanı tarafından 24 oturumda 105 farklı bildiri sunulacak. Yunus Emre, Yunus Emre’nin Türk tarih ve edebiyatındaki yeri, Yunus Emre’nin din anlayışı ve düşüncesinin cihanşümul anlamı, Türk dili, Türk kültürü, Türk tarihi, Yabancılara Türkçe Öğretimi, Türk coğrafyası, Türk edebiyatı, Türk ad bilimi, Türk tefekkürü, Türk sanatı, Türk mimarisi ve Türk halk kültürü konuları gibi pek çok konunun ele alınacağı bilgi şöleni, gezi programıyla sona erecek.