KMÜ’DEKİ AB KONFERANSINA BÜYÜK İLGİ

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) ve Ankara Üniversitesi işbirliği ile Jean Monnet Konferans Dizisi kapsamında ‘Krizdeki Avrupa Birliği, Türkiye ve AB İlişkileri’ konulu konferans düzenlendi.

KMÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Karamanoğlu Mehmetbey Konferans Salonunda gerçekleştirilen konferansa Karaman Valisi Murat Koca, KMÜ Rektörü Prof. Dr. Sabri Gökmen, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Yıldırım, Genel Sekreter Ahmet Tüfekci ve akademisyenlerin yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı.

Oturum başkanlığını KMÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Çevik’in yaptığı konferansa, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Belgin Akçay, Avrupa Birliği Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Burak Erdenir, TUSİAD Ankara Temsilcisi Eray Akdağ, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinden Prof. Dr. Tuğrul Arat da konuşmacı olarak katıldı.

Programın açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Belgin Akçay, Ankara Üniversitesinin tarihsel gelişimi ve eğitim uygulamalarını anlatarak, Jean Monnet Kürsüsü hakkında katılımcılara bilgi verdi.  Jean Monnet’in özerklik ve bağımsızlık ilkesi doğrultusunda akademik anlamda gelişme kaydetmiş üniversitelere kürsü verdiğini belirten Akçay, kürsünün amacı ve faaliyet koşullarından bahsetti. Ankara Üniversitesi olarak, KMÜ dışında dört faklı üniversite ile AB ilişkilerini bilimsel düzeyde tartışacak konferanslar düzenlediklerini belirten Akçay, talep olması durumunda üniversitelerde uzaktan eğitim yoluyla interaktif dersler verildiğini belirtti.

“BİLGİ SAHİBİ OLMAYANLARIN EL PENÇE DURDUĞU BİR ZAMANDAYIZ”

Prof. Dr. Belgin Akçay’ın ardından söz alan KMÜ Rektörü Prof. Dr. Sabri Gökmen de, ülkelerin gelişmişlik düzeylerini belirleyen en önemli faktörün nitelikli, istihdam edilebilir gençler yetiştirmekten geçtiğini, bunun da yükseköğretim kurumlarının görevi olduğunu söyledi. Gökmen, AB gibi belli başlı konularda bilgi sahibi olmanın gerekliliğine dikkat çekerek, “KMÜ olarak bizler çok yönlü, nitelikli ve dinamik bir gençlik için mücadele ediyoruz. Kurumumuzda vermiş olduğumuz eğitimin yanında kültür ve spor gibi faaliyetleri de destekleyerek öğrencilerimizin gelişimine destek oluyoruz. Bilgiye sahip olan ülkelerin, bilgiye sahip olmayan ülkelere göre daha güçlü olduğu, aynı zamanda bilmeyenin bilen önünde el pençe durduğu bir zamandayız. Böylesine faydalı bir konuda bilgi sahibi olmak için buraya gelenlere ve bilgi öğretmek amacıyla burada bulunanlara gıpta ile bakıyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.

“AB’NİN ÖNYARGISI YALNIZCA MÜSLÜMAN OLMAMIZDAN KAYNAKLANMIYOR”

Açılış konuşmalarının ardından Avrupa Birliği Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Burak Erdenir, AB’nin kuruluş aşamalarını anlatarak, Birliğin bugüne kadar yaşamış olduğu krizler hakkında bilgi verdi. Erdenir, AB’nin demokratik anlamda sıkıntılı bir kurum olduğunu, etnik kimlikler, milliyetçilik gibi düşüncelerin kurumda her zaman sorun yarattığını ifade etti. Türkiye’nin AB üyelik süreci hakkında görüşlerini paylaşan Erdenir, gerek AB gerekse Türkiye cephesinden kaynaklanan yanlışlardan dolayı üyelik sürecinin geciktiğini belirterek, “Avrupa’ya göç eden vatandaşlarımızın gittikleri ülkelere entegre olamaması bizim bu süreçteki dezavantajımız oldu. Avrupa’da bize karşı bir önyargı var. Ama bu önyargı yalnızca bizim Müslüman olmamızdan kaynaklanmıyor, üyeliğimize engel olan tek neden bu değil. Kadınların Türk toplumundaki yeri sürekli önümüze çıkan bir engel oluyor. Bir gün AB’ye mutlaka üye olacağımıza inancım tam. Yeter ki bu zorlu seyahatten zevk alalım.” diye konuştu.

“TÜRKİYE AB PAZARINDA BÜYÜK BİR PAYA SAHİP”

TUSİAD Ankara Temsilcisi Eray Akdağ ise slaytlar eşliğinde keyifli bir konuşma yaparak, salonda bulunan gençlere, “Araştırıp düşünerek vermiş olduğunuz kararların arkasında durun. Fakat almış olduğunuz bu kararları sorgulamaktan vazgeçmeyin. Çünkü hayat değişken ve gelişen bir kavram. Bu değişimden ve gelişimden kopmadan sürekli kendinizi yenileyin.” tavsiyesinde bulundu. 

Akdağ, yaşanan krizlerin sadece AB kaynaklı olmadığını, ABD’de gelişen olumsuzlukların bu krizleri tetiklediğini söyleyerek, kriz dönemlerinde Türkiye ekonomisinin ön plana çıktığını dile getirdi. AB pazarında Türkiye’nin otomobil, tv, demir çelik, seramik gibi bazı alanlarda büyük bir paya sahip olduğunu belirten Akdağ, aynı zamanda telekomünikasyon piyasasının çok geniş olduğunu söyledi ve Türkiye’nin AB için öneminden söz etti.

“AB, HRİSTİYAN BİRLİĞİDİR TEZİ ARTIK ÇÜRÜMÜŞTÜR”

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinden Prof. Dr. Tuğrul Arat da AB’nin yapısı hakkında bilgi verdi. AB’yi ekonomik bir hareket bünyesinde, ulusal kimliklerini üzerinde barındıran devletlerin enformasyonunu sağlayan bir kurum olarak niteleyen Arat, AB’nin çoğulcu ve katılımcı bir demokrasi anlayışını benimseyen, hukukun üstünlüğü sistemine dayalı, insan haklarına saygılı ve sahip çıkan bir kurum olduğunu söyledi.

Arat, AB’nin bir Hristiyan birliği olduğuna dair tezlerin artık çürüdüğünü ifade ederek şöyle konuştu: “Türkiye ve Bosna gibi ülkelerin üyeliklerinin tartışıldığı ve gelişme göstererek bu aşamaya geldiği bir dönemde AB Hristiyan birliğidir demek mümkün değildir. Fakat Sarkozy ve Merkel gibi liderlerin bulunduğu bir ortamda bizim üyeliğimiz de çok zor.  Türkiye bu süreçte kendini hazırlamalı, geliştirmeli ve şartlar oluşunca agresif bir şekilde üyelik için girişimler hızlandırılmalıdır. AB’nin çökmesi mümkün değil gibi gözüküyor. Krizleri atlatıp gelişmeye devam edecektir. Türkiye, eğer üye olmak istiyorsa AB’yi öncelikle devlet olarak değil de halk olarak benimsemeli.”

Yapılan konuşmalar ve sunumlardan sonra konuşmacılar dinleyenlerin sorularını yanıtladı. Katılımın yüksek olmasından dolayı memnuniyet duyduklarını dile getiren konuşmacılara plaket verilmesinin ardından program son buldu.