PROF. DR. ARİF ERSOY “İKTİSADİ GELİŞMENİN TEMELİ ÜRETİMDİR

Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Birimi Basın Bülteni No: 49      13.05.2010

 

14 Mayıs demokrasi haftası münasebetiyle Eko-Siyaset Topluğunun organizasyonu ile Prof. Dr. Arif Ersoy Üniversitemizde bir konferans verdi. “Türkiye’nin Ekonomik Sorunları ve Mevcut Paradigmaların Değiştirilmesi Gereği” konulu konferansta konuşan Prof. Dr. Ersoy toplumların gelişmesinin önündeki en büyük engelin baskı unsuru olduğuna dikkat çekti.

 

KMÜ Yerleşkesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Yunus emre amfisinde düzenlenen konferansta siyaset, ekonomi, demokrasi ve tarihsel süreci değerlendiren Prof. Dr. Ersoy “ Milletin dünya görüşü ve değer ölçülerine dayalı bir yapılanmaya gidilmelidir. Maliye politikalarının nihai hedefi üretimi artırmaktır. Bunun da iki yolu vardır yatırımı artırmak ve mevcut işgücünün çalışmasına olanak sağlamaktır.   Bu toplum kendi görüşü ve dünya değerlerine göre yönetilmelidir. Türkiye’nin kendi tarihi birikimi ile sosyo ekonomik yapısına dayalı ekonomi modeline ihtiyaç vardır. “ dedi.

 

“Bir ülkenin en büyük gücü idealist önderler ve yetişmiş insan gücüdür.” diyen Prof. Dr. Ersoy “Toplumların değerleri kısa sürede oluşmaz. Milli dinamikleri harekete geçirecek milli bir kalkınma modeli geliştirerek girişimcilerin yolunu açan, sanayi ile bütünleşen bir sistem oluşturabilirsek iktisadi alanda şu anda geldiğimiz yerin çok daha ilerisinde olabiliriz.” diye konuştu.

 

Türkiye sorunlarının bir kısmı yapay olduğunu dile getiren Ersoy şöyle konuştu; “Türkiye’de ne doğuda ne batıda ırkçılık ya da ayrışma yoktur. Bu dış güçlerin empoze ettiği iç mihraklar tarafından desteklenen yapay bir sorundur.  İşsizlik ise kul yapısı bir sorundur. Gelir dağılımındaki adaletsizlikten kaynaklanır. Türkiye’nin büyük bir kapasitesi vardır. Türkiye 20. Yüzyılın başında dünyanın en büyük 4 ülkesinden biriydi. Türkiye dünyanın merkezi olan büyük bir tarihi müktesebata sahiptir. Bu sorunların üstesinden gelebilecek gücü vardır. Bunun için iki şartın yerine getirilmesi gerekir. Birincisi hukukun üstünlüğü ve demokratikleşme sürecinin sağlanması ikincisi de adil bir gelir dağılımının olmasıdır.”

 

Konuşmasında anayasa tartışmalarına da değinen Ersoy “  Hala anayasa tartışmaları yapılmakta ancak mevcut anayasa milli değil askeri anayasadır. Bu anayasa devletin millete yüklediği sorumluluklarla uyumlu değildir. Doğunun geri kalmışlığının nedeni baskı ve dayatmadır. Yasalar hakları ihlal etmek için değil tam tersine korumak için yapılır. Bugün ki iktidarın ortak paydaları bulması gerekmektedir. Bir konsorsiyumla anayasa değişikliğinin tüm çevreler tarafından onaylanması ve o şekilde halkın oyuna sunulması gerekir.” şeklinde konuştu.

 

 

Ülke sorunlarına karşı duyarlı olmanın gerekliliğinin altını çizen Ersoy “Ülke bir gemiye benzetilirse evimizi süslerken, geminin de huzur ve selametle yürümesini de önemsememiz gerekir. Üniversite bir yandan bilgi edinme bir yandan da düşünme ve fikir üretme yeridir. Bu iki unsur üniversitelerle sentezlenir. Anadolu ortasında böyle bir güzide kurumda sizlerle bulunmaktan onur duydum. Üniversitenizi gezip yöneticilerinizle görüştüğüm zaman Orta Anadolu’nu merkezinde iyi ve dinamik bir eğitim kurumunun varlığına dolayısıyla daha güzel bir Türkiye’nin var olabileceğine inancım arttı.” şeklinde konuştu.

 

Konferansın sonunda Prof. Dr. Ersoy’a bir plaket sunan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Karataş öğrenciler adına teşekkür etti.