Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesinde (KMÜ) 'Mirasımız Tehlikede' konulu konferans düzenlenerek Kudüs'ün durumu ele alındı.
KMÜ Kudüs Akademisi Topluluğu tarafından düzenlenen programda Mirasımız Derneği Genel Başkanı Muhammed Demirci ve Hukukçular Derneği Genel Başkanı Avukat Cavit Tatlı konuşmacı olarak yer aldı.
Programın açılış konuşmasını yapan Ferhat Tuncay Ceynaklı, Müslümanların mevcut güçsüzlüğünden cesaret alan İsrail yönetiminin her gün yeni bir uygulamayla Kudüs'ün İslami karakterini zedelediğini ve Topluluk olarak Kudüs'e karşı duyarlılığı arttırmak amacıyla kurulduklarını ifade etti. Açılış konuşmasının ardından Mirasımız Derneği'nin hazırladığı sinevizyon gösterisi izlendi.
"Mescid-i Aksa ve Kudüs davası tarih boyunca Müslümanların termometresiydi"
Konferansını vermek üzere kürsüye gelen Muhammed Demirci, "Son yüzyıl boyunca Mescid-i Aksa'yı kim işgal ettiyse ve ona kim sahip olduysa dünyayı yönetmeye çalıştı. Mescid-i Aksa ve Kudüs davası tarih boyunca Müslümanların termometresiydi. Selahaddin Eyyübi, Mescid-i Aksa'yı Haçlılardan kurtardı ve o günden itibaren Selahaddin Eyyübi'nin devleti dünyayı yönetti. 1516 yılında Osmanlı Devleti Kudüs'e hakim oldu ve dört yüz yıl boyunca Osmanlı dünyaya hükmetti. Osmanlı Devleti son dönemlerinde zor durumda olmasına rağmen herkes onunla uğraşıyordu ama Osmanlı Devleti gene güçlüydü çünkü Mescid-i Aksa'ya hizmet ediyordu. 1917 yılında Mescid-i Aksa'dan çekilmek zorunda kaldık ve Osmanlı o dakika bitti. Müslümanlar o günden itibaren yani son yüz yıldır paramparça durumdalar. İngilizler 1917 yılından 1948 yılına kadar dünyayı yönettiler. Ve şu anda İsrail Devleti dünyayı yönetmeye çalışıyor. Güçlü olduğu için değil, Mescid-i Aksa'nın manevi gücüne güveniyorlar. İşte o manevi güce dünya liderleri sahip olmaya çalışıyorlar. Allah-u Teâla Kuran-ı Kerim'in İsra Suresinde Mescid-i Aksa'dan bahsederken, 'Etrafını mübarek kıldığımız mekan' dedi. Yani o kadar bereketli ki bereketi etrafına yayılıyor." sözleriyle Mescid-i Aksa ve Kudüs'ün önemine değindi.
"İsrail, Mescid-i Aksa'yı Yahudileştirmeye çalışıyor"
İsrail'in Mescid-i Aksa'yı Yahudileştirmeye çalıştığını söyleyen Demirci, Yahudilerin 2000 yılına kadar Mescid-i Aksa'nın altını kazdıklarını ve Yahudilere ait kalıntılar bulmaya çalıştıklarını ifade etti. Kalıntı buldukları taktirde o kutsal mekanın kendilerine ait olduğunu kanıtlayıp hak sahibi olmaya çalışacaklarını söyleyen Demirci, tüm çabalarına rağmen hiçbir kanıt bulamadıklarını, sonrasında da farklı bir yol izleyip Mescid-i Aksa'yı ikiye bölerek yarısını Müslümanların yarısını da Yahudilerin kullanımına sunduklarını, zamanla da tamamen Yahudilerin himayesi altına almaya çalıştıklarını ifade etti. "Bunu da başaramadılar. Şimdiki politikaları ise Filistin'de günde bir tane, iki tane Müslüman öldürerek Müslüman nüfusunu yavaş yavaş azaltıp tek güç haline gelmeye çalışıyorlar." diyen Demirci, konuşmasının sonunda Mescid-i Aksa'nın içerisinde nöbet tutan Müslümanları gösteren videoyu salondakilerle paylaştı.
Muhammed Demirci'nin konuşmasının ardından programda üç öğrencinin şiir dinletisine yer verildi. Sonrasında ise Av. Cavit Tatlı söz alarak Kudüs'teki hak ihlallerini anlattı. Tatlı, "İnsan hakları ihlalleri denildiği zaman normalde, bir yerde bir hakkın ihlali düşünülmektedir. Ancak Filistin'de her türlü insan hakkı ihlalini görmek mümkündür. Seyahat özgürlü hakkından tutun da eğitim, sağlık, adil yargılanma, ikamet hakkı, özel ve aile hayatına saygıya kadar Filistinlilerin hiçbir hak ve özgürlükleri bulunmamaktadır." dedi.
"Kudüslü çocukların gözünde pırıltı kalmadı"
Cavit Tatlı, İsrail'in Kudüslü çocuklara karşı yaptığı herşeyi bilinçli olarak yaptığını söyleyerek "Bunun nedeni ise çocukken onları sindirir ve korkuturlarsa büyüdüklerinde anne ve babaları gibi kendilerin karşı duramayacaklar ve korkak bir nesil olarak yetişecekler. Zaten artık Kudüslü çocukların birçoğunun gözlerinde pırıltı kalmadı. Çünkü yarınları için hayalleri ve planları yok." açıklamasında bulundu. Son olarak Avukat Tatlı, Kudüs'ün Müslümanların elinde kalması için toplantılar yapıp harekete geçilmesi gerektiğini vurguladı.
Konferans, plaket takdimlerinin ardından Kudüs'e gitmek için yapılan çekiliş ve Kudüs adına yapılan basın açıklaması ile sona erdi.