Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) evsahipliğinde ‘Sosyal Hizmetlerde Vaka Değerlendirmesi’ konulu konferans düzenlendi. KMÜ’nün yanı sıra Selçuk Üniversitesi, Başkent Üniversitesi ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Konya Şubesinin ortaklaşa düzenlediği etkinliğe akademisyenler, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda sosyal hizmetler uzmanı katıldı.
Konferansta ilk olarak söz alan Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Konya Şube Başkanı Osman Akbaba, vaka toplantılarının ilkini Karaman’da gerçekleşdikleri için mutluluk duyduğunu belirterek, “Sosyal hizmetler alanında gelişen dünya ile beraber çok önemli değişimler yaşanıyor. Bu değişimleri takip etmeye ve farklı bakış açıları kazanmaya ihtiyacımız var. Bu tip organizasyonların bizim için faydalı olacağı kanaatindeyim.” dedi.
“Bireysel ve toplumsal patolojiler giderek artıyor”
Konferansa konuşmacı olarak katılan Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Bülent İlik ise ‘Değişen Müracaatçı Porofili ve Sosyal Hizmet’ konulu bir sunum gerçekleştirdi. Sosyal hizmet uzmanları olarak zor ve onurlu bir meslek dalında hizmet verdiklerini hatırlatan Dr. İlik, “Sosyal hizmet uzmanları dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de toplumun arka penceresiyle çalışıyor. Bizim gibi ülkelerde bu meslek biraz daha zor bir hal alıyor.” şeklinde konuştu.
Dünya nüfusunun yüzde 30’unun çocuklardan oluştuğunu vurgulayan Dr. İlik konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin 81 milyonluk nüfusunun yaklaşık 25,2 milyonu çocuklardan oluşuyor. Bu sayıya 1,5 milyon civarında mülteci çocuk da eklendiğinde ülkemizdeki çocuk sayısı Hollanda ve Yunanistan’ın toplam nüfusundan daha fazla oluyor. Şanlıurfa ve Şırnak en kalabalık çocuk nüfusumuzun olduğu kentler. Bu kentlerin yüzde 47’si çocuk. Kısacası neredeyse her iki kişiden birisini çocuklar oluşturuyor. Bu rakamlara karşın örgün eğitime devam eden çocuklarımızın sayısı ise 17.3 milyon.”
Türkiye’deki aile tipleri ile ilgili görüşlerini de paylaşan Dr. İlik, “Yoksul ailede yaşayan çocuklarda yaşanan eğitimden kopuş zaman ilerledikçe yerini düzensiz çalışma koşulları ve marjinal yaşam koşullarına bırakıyor. Erken yaşlarda benzer konumdaki insanlarla yaşanan evlilik çoğu kez kök aileden daha zor yaşam koşullarını beraberinde getiriyor ve bu durum yeni bir yoksul aileyi doğuruyor. Yeni yoksul ailede çok daha büyük patolojik sorunlarla karışlaşmaktayız. Bireysel ve toplumsal patolojiler bu şekilde artış gösteriyor.” diye konuştu.
Dr. İlik, konuşmasının son bölümünde dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmelerin müracaatçı profilini nasıl değiştirdiği, değişen bu müracaatçı profili karşısında sosyal hizmet uzmanlarının ne gibi zorluklarla karşı karşıya kalabileceği ve ne gibi yeni müdahale yöntemleri geliştirmeleri gerektiği üzerinde durdu.
Program, karşılıklı fikir alışverişinin ardından son buldu.