Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen Nalıncılar Kültür Evi Sohbetlerinde bu hafta yazılışının 950'nci yılında Kutadgu Bilig ele alındı. KMÜ Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İdris Nebi Uysal’ın konuşmacı olduğu sohbete çok sayıda öğrenci katıldı.
UNESCO’nun 2019 yılını Kutadgu Bilig yılı olarak ilan ettiğini hatırlatarak sözlerine başlayan Doç. Dr. İdris Nebi Uysal, Kutadgu Bilig’in 1069/1070 yılında (H. 462) yazıldığını ve İslami Türk edebiyatının ilk eseri olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: “Kutadgu Bilig, 6645 beyitten oluşan bir siyasetnamedir. 11'inci yüzyılda Türkçenin edebiyat ve bilim dili olarak kullanıldığını gösteren en büyük kanıttır. Balasagunlu Yusuf Has Hâcip tarafından yazılmıştır. Herat, Fergana ve Kahire nüshaları olmak üzere üç farklı nüshası vardır. Kutadgu Bilig, beyitler halinde yazılmış, mesnevi tarzında kafiyelenmiş bir eserdir. Ancak eserin sonunda gazel türünde yazılmış üç bölüm vardır. Ayrıca eserin içine serpiştirilmiş mani tarzında 173 dörtlük bulunur.”
"Kutadgu Bilig’de işlenen esas tema ideal insandır"
Doç. Dr. Uysal, eserle ilgili teknik veriler paylaşmaya devam ederek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Eser, manzum hikâye şeklinde olmakla beraber şahısların karşılıklı konuşmaları esere tiyatro havası katmaktadır. Asıl konu ilk görüşte devlet yapısı gibi görünse de gerçekte devrinin hayat felsefesini içermektedir. İnsana her iki dünyada da mutlu olabilmesi için izleyeceği yolu anlatmaktadır. Kutadgu Bilig’de işlenen esas tema ideal insandır. Yusuf Has Hâcib, ideal insanda bulunması gereken vasıflar üzerinde durur. Bu insan, bütün kötü vasıflardan arınmış ve iyi huylarla bezenmiş, Allah’a sıkı sıkıya bağlı, takva sahibi kişidir."
Karahanlılar döneminden sonra çok az eserin günümüze ulaştığını hatırlatan Doç. Dr. Uysal, “Kutadgu Bilig üç nüsha ile bugüne kadar ulaştı. Bu durum, onun Türk dünyasında yaygın bir eser olarak çok okunmuş olduğunu gösterir. Eldeki nüshalardan birinin Herat’ta yazılıp İstanbul’a getirilmiş olması, birinin Fergana’da, üçüncünün Kahire’de bulunması, Türkistan’dan Mısır’a ve İstanbul’a ulaşan bir coğrafyayı işaret etmektedir. Eldeki nüshaların 14 ve 15. yüzyıllara ait olması da esere gösterilen ilginin 15. yüzyıl sonlarına dek sürdüğünü göstermektedir. 11. yüzyılın ikinci yarısında yazılan Kutadgu Bilig, 400 yıl boyunca bütün Türk dünyasında sürekli ilgi görmüş, 16. yüzyıldan itibaren unutulmuştur. İlerleyen yıllardan itibaren ise Kutadgu Bilig tekrar bilim dünyasının ilgisine mazhar olmuştur.” şeklinde konuştu.
Öğrencilerin sorularının cevaplandırılmasının ardından söyleşi sona erdi.