Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesinde (KMÜ) 11 Eylül Saldırıları ve 12 Eylül Darbesi’nin yıl dönümü nedeniyle "Eylül'ün İki Günü" konulu panel düzenlendi.
Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Şehit Ömer Halisdemir Salonunda gerçekleştirilen panele KMÜ Rektörü Prof. Dr. Namık Ak, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hüseyin Muşmal, Genel Sekreter V. Doç. Dr. Ziyaeddin Kırboğa, üniversitenin akademik ve idari personeli ile davetliler katıldı.
"11 Eylül, İslam karşıtı zihniyeti meşrulaştırma projesidir"
KMÜ Uluslararası İlişkiler Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen panel saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Programın açılış konuşmasını yapan KMÜ Rektörü Prof. Dr. Namık Ak, eylül ayında gerçekleşen iki kara olaydan birisinin dünya siyasi tarihinde önemli izler bırakarak İslam karşıtı zihniyeti meşrulaştırmaya çalıştığını, diğerinin ise ülkemiz tarihi açısından izleri halen silinmeyen derin yaralar açtığını söyledi.
Rektör Namık Ak, konuşmasını şöyle sürdürdü: "11 Eylül'de Amerika'da düzenlenen saldırılar neticesinde yaşanan kaygı ve endişe medyanın da algı operasyonları ile İslamiyet'e karşı kin ve düşmanlığa varacak bir boyuta ulaşmıştır. Yıllarca İslamiyet ikliminin yaşandığı coğrafyalarda savaşın, gözyaşının ve istikrarsızlığın mimarı olan ABD, 11 Eylül'de bu kez farklı stratejilerle bir kez daha İslamiyet'i ve Müslümanları hedef almış, kendi ülkesinin yanı sıra tüm dünyada İslamiyet ve Müslümanlık kavramlarına kara leke sürme pervasızlığına girişmiştir. Bugüne baktığımızda ise ABD'nin o dönemde bu olayları bahane ederek Ortadoğu'da giriştiği oyunun başarısız olduğunu ve bu bölgelerde yarattığı tahribatın ardından kendi ülkesine dönüş hazırlığı içinde olduğunu görmekteyiz." dedi.
"Bizler, ölümü öldüren bir milletiz"
Rektör Namık Ak, 12 Eylül Darbesi ile ilgili ise şunları söyledi: "Eylül ayının diğer bir kara günü ise ülkemiz demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçen 12 Eylül'dür. Türkiye'yi her alanda yıllarca geriye götüren 12 Eylül Darbesi’nde yaşanan idamlar, kötü muamele ve aşağılamalar, insan hakları ihlalleri, ülke tarihinin olduğu kadar binlerce vatandaşımızın hayatını karartan sonuçlar doğurmuştur. Siyasi partilerin kapısına kilit vuran 12 Eylül zihniyeti, Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Alparslan Türkeş, Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit gibi siyasilere de yasaklar getirerek bu isimleri sürgüne göndermiştir. Üzerinden 41 yıl geçmesine rağmen bu günü halen unutmadık, unutamadık. Aynı zihniyetle teşebbüs edilen 15 Temmuz ise arif, asil, aziz, necip ve kahraman Türk Milletinin darbelere ve darbecilere asla geçit vermeyeceğinin en kesin ispatı olmuştur. Demokrasi düşmanlarının 15 Temmuz'da aldıkları en son ders darbe heveslilerinin planlarını sonsuza dek tarihe gömmüştür. Bizler, ölümü öldüren bir milletiz. Millet olarak bundan sonra da bu tip girişimlere karşı dikkatli olmak ve nereden gelirse gelsin darbeye her şekilde karşı çıkmak en büyük sorumluluğumuzdur. Millet iradesine yönelen tüm darbeleri kınıyor, 12 Eylül Darbesi’nin yıl dönümünde tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum, ruhları şad olsun."
"Eylül'ün İki Günü"
Rektör Namık Ak'ın konuşmasının ardından "Eylül'ün İki Günü" konulu panele geçildi. Yönlendiriciliğini KMÜ Rektör Danışmanı Doç. Dr. Sefa Usta’nın yaptığı panelde KMÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yiğit Anıl Güzelipek '12 Eylül ve Sonuçları' konulu sunum yaparken KMÜ Uluslararası İlişkiler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Esra Çavuşoğlu ise '11 Eylül ve İslamafobya' hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
Panelin yönlendiriciliğini yapan KMÜ Rektör Danışmanı Doç. Dr. Sefa Usta panelle ilgili kısa bir bilgi verdi. Doç. Dr. Usta, ülkemiz tarihinde yaşanan darbelerin sürekli olarak demokrasimize ket vurduğunu söyleyerek, "İnşallah bu tip darbe girişimleri ile bir kez daha karşılaşmayız." dedi.
"Yaratılan kaos ortamıyla darbe için kusursuz bir denge oluşturulmuştu"
Doç. Dr. Sefa Usta'nın ardından söz alan Doç. Dr. Yiğit Anıl Güzelipek ise Türkiye'nin darbeler tarihi ile ilgili bilgiler aktararak şöyle konuştu: "Darbenin başarılı olması için sağ ve sol taraftaki dengenin iyi bir şekilde sağlanması gerekiyordu. Yaratılan kaos ortamıyla darbe için kusursuz bir denge oluşturulmuştu. 12 Eylül günü Ankara'da darbeye dair hiçbir emare yokken öğleden sonra darbe planı hayata geçmişti. 12 Eylül'deki en büyük kaybımız demokratik gelişimimiz oldu fakat bunun yanı sıra kültürel gelişimimiz, sanatımız, neşriyatımız, sporumuz olmak üzere pek çok alanda yara aldık. Aynı zamanda akademik yapının ruhundaki özgür düşünce de zarar gördü. Siyasi tarih için 40 yıl uzun olmayabilir fakat insan ömrü için 40 yıl çok uzun ve önemli bir süre."
"İslam ve terör kavramları acımasızca bir arada kullanılarak algı oluşturuldu"
Dr. Öğretim Üyesi Esra Çavuşoğlu ise 11 Eylül'ün bugün halen devam eden siyasi, kültürel, ekonomik etkileri olduğunu belirterek, "11 Eylül ile birlikte yeni bir dünya düzenine girildi. ABD açısından baktığımızda 11 Eylül çok büyük kayıplar yaşatmış gibi görünse de aslında uzun vadede kazanım olarak değerlendireceğimiz olaylarla karşılaştık. ABD, bu olaylar ile saldırgan tutumlarını sürdürebilmek adına bir meşruiyet kazandı. 11 Eylül sonrasında dünya siyaseti 'islamofobi' kavramı ile karşı karşıya kaldı. ABD, bu süreçten sonra kendi ürettiği teröre karşı bir savaş içerisine girdi. ABD'nin başlattığı savaş aslında İslam'a karşı açılmış bir savaştı. İslam ve terör kavramları bir arada kullanılarak her iki kavram arasında organik bir bağ oluşturulmaya çalışıldı. Hiçbir dine yapılmayan bu uygulama İslam dini için acımasızca kullanıldı. Algı mühendisliği ile oluşturulan İslam karşıtlığı günümüzün en büyük sorunlarından birisini oluşturmaktadır." şeklinde konuştu.
Panel, onurluk takdiminin ardından sona erdi.