Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Edebiyat Fakültesinin davetlisi olarak KMÜ’lü öğrencilerle buluşan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağrı Erhan, “Ortadoğu’nun Geleceği” konulu bir konferans verdi.
Karamanoğlu Mehmetbey Konferans Salonunda 17 Mayıs 2013 Cuma günü saat 15.00’te gerçekleşen konferansa KMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kemal Esengün, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
“Ortadoğu’nun sınırları 1919’dan 1922’ye kadar olan süreçte çizilmiştir.”
Prof. Dr. Çağrı Erhan, Ortadoğu’nun medeniyetin doğduğu yer olduğunu belirterek; yazının, matematik ve geometrinin, ilk devletin, ticaretin, semavi dinlerin bu bölgede ortaya çıktığını kaydetti. “Bugün Ortadoğu denilince bunlardan kaçı akıllara geliyor?” sorusunu yönelten Prof. Dr. Erhan, “Bugün Ortadoğu kan, gözyaşı, terörizm, radikalizm, petrol, kaçakçılık gibi olumsuzluklarla anılır olmuştur.” diye konuştu.
Prof. Dr. Erhan, bugünkü Ortadoğu’yu yaratan tarihsel sürece değinerek Ortadoğu’nun şekillenmesindeki en önemli etkeni 1. Dünya Savaşı’nın ardından bölgede batılı güçlerin sömürgeci tutumlarına bağladı. “Ortadoğu’nun bugünkü yapısı 1919’dan 1922’ye kadar olan süreçte çizilmiştir.” diyen Prof. Dr. Erhan, Ortadoğu devletlerinin sınırlarının batılılar tarafından belirlendiğini ifade etti ve bu belirlemede nüfus kompozisyonlarının dikkate alınmadığını kaydetti.
Prof. Dr. Erhan, Ortadoğu’da suların durulmamasının sebebinin Ortadoğu’nun stratejik öneminden kaynaklandığını dile getirerek “Dünya petrol rezervinin %65’i Ortadoğu’dadır. Avrupa ile Uzakdoğu ticaretinin %80’i Ortadoğu’daki boğazlardan yapılmaktadır. Ayrıca bölgede İsrail’in varlığı, özellikle ABD’nin politikaları bakımından önem arz etmektedir.” şeklinde konuştu.
Ortadoğu’nun batılılar için önemli olmasının yanı sıra Çin ekonomisi ve Rusya’nın askeri yapılanması bakımından da son derece önemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Erhan, Basra Körfezi konusunda söz sahibi olan İran’ın 1979 devriminden sonra batı dünyasına sırtını çevirmesinin de pek çok bakımdan batılılar için sorun teşkil ettiğini sözlerine ekledi.
Arap Baharı mı, Arap Sonbaharı mı?
Ortadoğu’da bugün yaşanan devrimlerin Arap baharı mı yoksa Arap sonbaharı mı olduğunu irdeleyen Prof. Dr. Erhan, yaşananları “kimine göre bahar kimine göre sonbahar” şeklinde değerlendirdi. Arapların bahar kelimesini tercih etmediğini de söyleyen Prof. Dr. Erhan, Arap dünyasında daha çok “uyanış, dönüşüm, devrim” gibi kavramların kullanıldığına dikkat çekti.
Prof. Dr. Erhan Libya, Mısır, Tunus, Bahreyn, Yemen ve Suriye’de yaşanan olayları mercek altına aldığı konferansında Mısır, Tunus, Bahreyn ve Yemen’de iç dinamiklerle, Libya’da NATO’nun müdahalesiyle rejim değişiklikleri yaşanmasına ve Suriye’nin iç savaşa sürüklenmesine rağmen diğer Arap ülkelerinde yaprak kımıldamamasının sebeplerini açıkladı. Batılı ülkeler tarafından Ortadoğu’da rejim değişikliklerinin desteklendiğini ve sık sık demokrasi vurgusu yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Erhan, Suudi Arabistan başta olmak üzere diğer pek çok Arap ülkesinde demokrasi olmamasına rağmen bu ülkeleri yönetenlerin özellikle ABD ile yaptığı anlaşmalar neticesinde rejimlerinin korunduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Erhan, Suudi Arabistan’da çıkan petrolün yarısında ABD’nin hak sahibi olduğu örneğini vererek 2. Dünya Savaşı öncesinden itibaren Arabistan’da Suud hanedanının ABD desteğiyle ayakta kaldığını vurguladı.
Ortadoğu’da mezhep farklılıklarına da değinen Prof. Dr. Erhan, Suriye’de 1970’den beri ülkenin %10-15’lik kesimini oluşturan Nusayrilerin ülkeyi yönettiğini, ancak nüfusun geri kalan %10’unun Hıristiyan, %75’inin de Sünni Müslümanlardan oluştuğunu belirtti. Prof. Dr. Erhan, Suriye’de rejimin halkın çoğunluğunun baskısına rağmen değişmemesinin Rusya-Çin ve ABD rekabetinden kaynaklandığını sözlerine ekledi.
“Demokrasi, çoğunluğun mutlak hâkimiyeti değildir.”
Ortadoğu’da demokratik rejimler olmadığı sürece bölgede dış müdahalelerin eksik olmayacağını kaydeden Prof. Dr. Erhan, rejimlerini değiştiren ülkelerde de taşların yerine oturmasının bekleneceğini söyledi. Demokrasinin ‘seçim’den ziyade insan hakları demek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Erhan, demokrasi’yi tanımlayarak “Demokrasi, çoğunluğun mutlak hâkimiyeti değil, azınlığın haklarının gözetildiği ve muhalefetin olduğu bir rejimdir.” dedi.
Konferansının bitiminde soruları yanıtlayan Prof. Dr. Çağrı Erhan, son altı asırdır dünyada batı hâkimiyetinin yaşandığını kaydederek 21. yüzyılın ortalarından itibaren Çin’in yükselerek dünyada egemen güç haline geleceğinin beklendiğini ifade etti. “Bölgemiz bir sömürgeden başka bir sömürgeye mi girecek?” sorusunu dile getiren Prof. Dr. Erhan, Ortadoğu bölgesinin sömürgeleşmemesi için iktisadi entegrasyonun gerekli olduğunu belirtti, bunun ardından da bölge ülkeleri arasında siyasi sınırların kendiliğinden kalkarak güç birliği yapılabileceğinin altını çizdi.
Konferans sonunda Prof. Dr. Çağrı Erhan’a KMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kemal Esengün tarafından plaket takdim edildi.