Üniversitemizde Farkındalık Seminerlerinden İlki, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Karataş Tarafından Verildi
Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Birimi Basın Bildirisi No: 75 24.12.2009
Üniversitemiz Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü ve KMÜ Öğrenci Toplulukları işbirliği ile yapılan Farkındalık Seminerlerinden ilki, KMÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Karataş tarafından verildi. 24 Aralık Perşembe günü saat 15.30’da KMÜ Yunus Emre Amfisi’nde yapılan seminere çok sayıda üniversite öğrencisi, idari ve akademik personel katıldı. Farkındalık Seminerlerinin amacı ve öğrenci toplulukları ile yapılan bu işbirliğinin çerçevesi hakkında, KMÜ Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Zeki Ünal bilgi verdi.“Doğu’nun Yedinci Oğlu Sezai Karakoç” konulu ilk Farkındalık Seminerinde, şiir ve edebiyat alanında çok sayıda ödül almış olan Sezai Karakoç’un duygu ve anlam yüklü şiirlerini okuyan Prof. Dr. Turan Karataş’ın farklı ve akıcı anlatımı, heyecan ve ilgi ile izlendi.
Prof. Dr. Turan Karataş, Sezai Karakoç’un döneminde yaşanan edebiyat çağlayanının artık günümüzde azaldığını düşündüğünü, ancak salonu dolduranların sayısının çokluğu karşısında bu umutsuzluğunun azaldığını ifade etti. Sezai Karakoç’un öğrenim gördüğü Kahramanmaraş ve Gaziantep’teki yatılı okullarda boş zamanlarını yaşına göre üst düzeyde kitaplar okuyarak geçirdiğini, Mesnevi ve Batı klasiklerini özümseyerek senteze vardığını, şiir ve düz yazıdaki geniş düşünme tarzının çok genç yaşlarda oluştuğunu anlattı.
Prof. Dr. Turan Karataş: “Sezai Karakoç, nadir mülkiyelilerdendir. Yaşadığı dönemde şimdiki Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye Mektebi), Türkiye’de üst düzey makamlara ve kariyere sahip olan kişilerin mezun olduğu okul idi. Sezai Karakoç Anadoluluk ruhu ile bütünleşmiş, büyük şehirlerin çarpıklığına iğreti durmuş; soyluluğu, saflığı, hatta fakirliği ile tipik bir Anadolu çocuğu olmuştur. O, rüzgarı başka kaynaktan, fizik ötesi bir alemden almıştır. Necip Fazıl ve Mehmet Akif Ersoy’un bazı özelliklerini kaynaştırdığımızda Sezai Karakoç bulunabilir. Yaşama konumu olarak tek ve benzersizdir. En ilkel ve modern arasında durur. Salvador Dali’yi sever, Nazım’ı okur. Her alanda sentezlediği bilgiler, Sezai Karakoç’un mizacına dair bilgileri güçlendirmiştir” dedi.
Sezai Karakoç’un döneminde yaşadıklarından adeta birkaç roman çıkabileceğini; o dönemin en kaliteli edebiyat dergisi olan Hisar Dergisinde çıkan küçük şiirlerinin, Mona Rosa rüzgarına bir hazırlık niteliğini taşıdığını açıkladı. Şairin, “Mona Rosa şairi” olarak anılmasından, bu şiirin başka çok değerli şiirlerinin önünü kapamasından rahatsız olduğunu; gençlik dönemi heyecanı ile yazdığı bir şiirin bu kadar da büyütülmemesi gerektiğini düşündüğünü belirtti.
Prof. Dr. Turan Karataş, Mona Rosa şiirinin Türkiye’deki en büyük aşk şiiri olduğunu söyledi. Karakoç’un sevdiği genç kızın adının baş harfleri ile başlayan mısraların bir anlamda modern Leyla ile Mecnun denemesi şeklinde yazıldığını; modern dil tercih edilerek klasik hikaye yerine daha ucu açık, kompleks bir şiir yazdığını belirtti. Sezai Karakoç’un bu şiiri yazdığında 18 yaşında olduğunu, dehaya giden yolu bu dönemde bile bulmuş olmasının, şairin yeteneğinin göstergesi olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Turan Karataş; “Şairin “ben kazara yeryüzüne gelmiş bir kazazadeyim” deyişi, O’nun sıradan insanlardan farklı yerde durduğunu ve dünyayı farklı algıladığını gösteriyor” yorumunu yaptı. Hatta Irak Kuveyt’i işgal ettiğinde, şairin “bir süre sonra Amerika da Irak’ı işgal edecektir” yorumunu yaptığını, bir süre sonra da şairin söylediklerinin olmasının, O’nun öngörüsündeki kaliteyi gösterdiğini açıkladı.
Prof. Dr. Turan Karataş, Sezai Karakoç’u en yakından tanıyanların anlatmasından değil, O’nun eserlerini inceleyerek gerçek portresinin anlaşılabileceğini belirtti. “Karakoç sadece bir şair değil, bir düşünce adamıdır. Bir neslin yetişmesinde ortaya koyduğu eserlerle büyük bir kılavuz adam rolünü üstlenmiştir. Tanıdığım yaşayan en büyük şairdir. Tüm zorluklara rağmen mütevazi bir hayatı seçmiş, aldığı büyük ödülün parasal değerinin bir hayır kurumuna bağışlanmasını istemiştir. Arkada iz bırakmak ve medeniyet tasavvuru inşası yapacaksanız, parasal bakış açınız bu şekilde olmalıdır” yorumunu yaptı.
Sezai Karakoç’un şiirlerini içtenlikle ve duygulu bir yorumla okuyan Prof. Dr. Turan Karataş, dinleyenlerde hayranlık bırakan bir duygu seli oluşturdu.
KMÜ Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nün seri halde düzenleyeceği Farkındalık Seminerlerinin ilkinin, anlatılan konu ile ilgili olarak, öğrencilerde bir farkındalık oluşturduğu ve seminerin hedefine ulaştığı gözlendi.
Programın sonunda Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Sabri Gökmen, güzel bir sunum yapan Prof. Dr. Turan Karataş’a, programı düzenleyen öğretim üyelerine ve öğrenci topluluklarına teşekkür etti.